Anksiyete Nedir?
Anksiyete nedir kısaca, limbik sistemi önemli bir fonksiyonudur; noradrenalin ve glutamat ile beslenir.
Yani Anksiyete yükseldiği zaman noradrenalin ve glutamat artar, serotonin azalır. Anksiyete, yani kaygı hayatın devamı için son derece gerekli bir yanıttır. Kaygı sayesinde canlı tehlikeden kaçar, kendini gizler ve böylece tehlike verici uyarandan korunur. Ancak anksiyete bozukluğu olan kişilerde gereksiz olarak artan kaygı, sürekli alarm halinde olmak kişinin hayatını zorlaştırır ve birey için bir stres kaynağı haline gelir.
Çocukluk çağı deneyimleri bireyin gelecekteki anksiyete düzeyini belirleyen önlemli bir faktördür. Ebeveynlerin ve ergenlik dönemindeki rol modellerin anksiyete yönetimiyle ilgili performansları çocuğun gelecekteki anksiyeteyle mücadele performansını büyük ölçüde şekillendirir. Ama tersi de mümkündür. Yani, anneanne anneye, anne de çocuğa anksiyete bozukluğunu öğretebilir. Yapılan çalışmalar şunu göstermiştir ki, öz annesi anksiyeteli bir çocuğun anksiyete bozukluğu olmayan bir anne yetiştirdiği zaman çocuk büyük ölçüde sağlıklı bir birey oluyor. Bu da, anksiyetenin büyük ölçüde öğrenilmiş bir bozukluk olduğunu, genetik olmadığını gösteriyor.
Corona virüsü salgının yarattığı anksiyete ile başa çıkmak için yapılması gereken konumuza buradan bakabilirsiniz.
Anksiyete Tedavisi Hakkında
Anksiyetenin tedavisi zor değildir. Anti-depresan grubu ilaçlar bu tedavide olumlu yanıt vermektedir. Yine pek çok psikiyatrik bozukluğun tedavisinde olduğu gibi, anksiyete tedavisinde de prefrontal korteksi geliştirme prensibi ile hareket edilir. Prefrontal korteksteki nöronal ağ yapısının büyümesi, gelişmesi ve ardından sağlıklı hale gelen prefrontal korteksin amigdalayı susturması ile yani amigdalayı, deyim yerindeyse, “yaptığın saçmalık” diyerek ikna etmesiyle anksiyete bozukluğu giderilebilir.
Bilişsel terapilerle de yine aynı süreç takip edilerek netice alınabilir. Yine beta bloker denilen, sempatik sistemi bastırıp, nor adrenalin etkilerini azaltan ilaçlar da uzun süreli kullanımlarda anksiyete iyi gelmektedir.
Aşırı stres ve korku beyinde, animal brain / hayvan beyni denilen limbik sistemin aktive olmasına sebep olur. Limbik sistem, özellikle Amigdala, korku reaksiyonu oluşturarak, makul çözümler yerine, kaçmak, bağırmak gibi dürtüsel tepkilere sebep olur. Bu da, bazen yem olmayı daha da kolaylaştırır.
Ridley Scott’un en önemli eserlerinden biri olan 1979 yapımı Alien isimli fantastik filminde Ripley karakterini canlandıran Sigourney Weaver, yoğun korku ve aksiyete oluşturması gereken dünya dışı yaratıkla yüz yüze gelme halinde dahi, sakinliğinin koruyabilmesi sayesinde hayatta kalıyor.
Ancak, anksiyete ile öğrenme, başarı ve motivasyon arasında bir orantı söz konusudur. Makul seviyede anksiyete motivasyonu ve öğrenmeyi artırırken, aşırı anksiyete motivasyon ve öğrenmeyi olumsuz yönde etkiliyor. Yani, otoriter ebeveynlerin çocukları daha başarılıdır.
Sinan Çetin’in en beğenilen filmlerinden biri olan Çiçek Abbas’da İlyas Salman’ın canlandırdığı Abbas, Şener Şen’in canlandırdığı Şakir karakteri tarafından büyük bir haksızlığa uğrar. Şakir, Abbas’ın iş yapmasını önüne her türlü engeli koymaktadır. Bu engellerin oluşturduğu makul stres ve anksiyete Abbas’ın beyninde büyüme faktörlerini artırarak daha hızlı düşünmeye ve motivasyona vesile olmuştur. Bu da Abbas’ın engelleri aşmasını ve amacına ulaşmasını sağlamıştır.
Diğer taraftan, aşırı anksiyete hayvan beynini aktive edip, kaçma ve kurtulma yanıtı oluştursa da, bazen aşırı korku, stres oluşturan nesneye karşı ilgi, bağlanma ve böylelikle stres algısını yatıştırma şeklinde bir mekanizmaya dönüşebilmektedir. Bu mekanizmada stres, oksitonis hormonunun artmasına sebep olur.
Bu hormon beyinde stres ve anksiyeteyi azaltır; ancak karşı tarafa bağlanmayı sağlar.Bunun en güzel örneği STOCKHOLM SENDROMU‘dur. Burada kişi, kendinin rehin alan, kaçıran ya da bir vesileyle kendisini aşırı strese sokan kişiye karşı sevgi besler ve bağlanır. Evrensel açıdan böyle bir durum hayatta kalmayı artırmıştır.
Stockholm Sendromu bir çok filme konu olmuştur.
Kaynak: Psikiyatrinin Kara Kitabı – Oytun ERBAŞ
Yorum Yap