Anılar ve Bellek
Asetilkolin
Bu nörotransmitterin en büyük vazifesi kısa belleği, uzun belleğe çevirmesidir. Kısa bellek “hipokampüs” tadır ve burada depolanan bilginin ömrü 5 ile 10 dakika arasındadır. Uzun belleğin ise beyinde özel bir yeri yoktur, bilgi bütün kortekse yayılır. Bir gazeteciye bir gazete, kitap veya mesleğiyle ilgili bir meteryal gösterildiği ve bu anda fonksiyonel manyetik rezonans görüntülenmesi yapıldığı zaman, bütün beynin aktif olduğu gözleniyor. Uzun bellek özel bir yerde değil, beyinin tamamındaki bilgi alışverişi ile idare edilir.
Asetilkolin kısa belleği uzun belleğe devreden ana elemandır.
Alzheimer hastalığında ilk azalan nörotransmitter asetilkolindir. Asetilkolin eksikliği bu hastalarda kısa belleğin uzun belleğe aktarılamamasına neden olur; bunun içindir ki, bir Alzheimer hastası öğlen ne yediğini unutabilir. Fakat Alzheimer hastalarında uzun bellekte bir tahribat meydana gelmez. Öğlen yediği yemeği hatırlayamayan hasta, hafızasına nakşedilmiş olan askerlik anılarını eksiksiz bir şekilde anlatabilir. Asetilkolin prefrontal kortekste de salgılanarak glutamat ile birlikte muhakeme yeteneğimizi de belirlemektedir.
Asetilkoline en çok benzeyen madde nikotindir. Bunun için, dışarıdan nikotin alındığı zaman bilişsel faaliyetlerin %20 nispetinde artabildiği gözlenmiştir. Şizofreni ve hiperaktivite bozukluğu olan hastalarının aşırı sigara tüketiminin sebebi de budur. Bu hastalarda nikotin, bozuk olan prefrontal korteksteki asetilkolin etkilerini artırarak hatalı fonksiyon yapan prefontal korteksin bir nebze olsun iyi çalışmasını sağlar. Karar verme mekanizmaları ve algıları bir nebze tamir olup, bunun da hasta tarafından deneyimlenmiş olması, nikotin ve sigara tüketimini artırır.
Bugün Alzheimer tedavisinin de bilinen en iyi yöntemi,beyinde asetilkolin yıkımını sağlayan enzim olan “asetilkolinesteraz” ın işlevini yavaşlatmaktadır. Bu sayede asetilkolin yıkımı olmaz, beyinde asetilkolin miktarı artıp hastalığın belirtileri geriler. Fakat bu geçici bir çözümdür, zira nöronal yıkım devam etmektedir.
Hastalar daha önceden olmayan bir şekilde içlerine kapanabilir, isteksiz, şevksiz görülebilirler. Hastalar uğraş ve hobilerini terk edebilir. Örneğin bir hasta arkadaşları ile briç oynamayı bırakabilir. Karmaşık alet kullanımı zorlaşır. Para hesabında güçlük olabilir. Bankamatikten para çekmek hastalar için çok zor bir şey haline gelebilir. Bunlar ile beraber bir takım psikiyatrik bulgular da olabilir. Hastalar olmayan şeylerden bahsedebilir, onları gördüğünü, işittiğini söyleyebilir.
Her ne kadar hastalıkta bir çok bulgu olsa da en önemli bulgu giderek artan bir unutkanlıktır.
Kaynak: Noroloji.org.tr
Kaynak: Psikiyatrinin Kara Kitabı – Oytun ERBAŞ
“Umut Etmenin Gücü” isimli makalemizi okumak için tıklayın.
Yorum Yap